Her insanın annesi ve babası vardır. Onların da annesi ve babası vardır. Ancak biz büyüdükçe, anne ve babamızla olan derin bağlarımızı unuturuz. Yaşam, bize geçmişten, yani bizden önce gelenlerden akar ve bizden de geleceğe doğru yol alır. Hayatımızın büyük bir bölümü, farkında olmadığımız bu bağlar üzerine kurulur; seçimlerimizi, duygularımızı, neredeyse tüm yaşamımızı etkiler. Biz buna kader deriz ve bu derin bağlara teslim olup yaşamı öylece sürdürürüz.
Ancak bu bağların bilincine vardığımızda ve bunu kalben farkındalıkla hissettiğimizde, hayatımızda yeni yollar açılır. Önceki seçimlerin ve kadersel döngülerin ne anlama geldiğini, neden yaşandığını anlamaya başlarız. Bu derin anlayış, yolumuzu yeniden belirlememize vesile olur ve kendi kaderimiz için adımlar atmaya başlarız. Nitekim Allah, Kur'an-ı Kerim’de İsra Suresi 13. ayetinde şöyle buyurur: "Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık." Çaba, bazen sadece kendini tanımak, kim olduğunu ve kim olmadığını fark etmek, kalbini geçmişe ve geleceğe açmaktır.
Aile dizimi, görünmeyen bağları görmemizi sağlayan bir çalışmadır. Bu bağları fark ettiğimizde, yaşadığımız derin farkındalıkla yeni bir içgörü kazanırız. Bu içgörü, kendi yaşamımızda ve kaderimizde daha bilinçli ve özgür seçimler yapmamıza imkan tanır. Aile dizimi, geçmişi değiştiremese de, geleceğimizi değiştirebilecek farkındalığı bize kazandırır.
1) İlişkiler:
Aile içi çatışmalar
Anne baba ile iletişim sorunları (kendi çocuğu gibi görmeme veya kendi çocuğum gibi görmeme, annem babam gibi hissetmeme)
Kardeş kavgaları (miras, kıskançlık, kabul etmeme, reddetme) veya çok bağımlı olmak
Eş veya partner sorunları
Tekrar eden ilişki kalıpları, aynı döngüleri yaşamak (terkedilme, terkedememe), aynı tür insanları hayatına çekme
Kimseyi hayatına alamama, yalnızlık veya yalnız kalamama, sürekli ilişki ihtiyacı
Cinsel isteksizlik veya sürekli cinsel ihtiyaç hissetme, suçluluk
2) İş ve Para:
Tekrar eden para kayıpları
Bolluk bereket sorunları, sürekli kıtlık korkusu, kıtlık bilinci
İş bulamama veya istemeden sürekli iş değişikliği
Tekrar eden iş kayıpları
3) Hastalıklar:
Fiziksel hastalıklar
Aileden gelen tekrar eden hastalıklar
Derin üzüntü
Kaygı, korku, panik atak rahatsızlıkları
Uykusuzluk veya çok uyuma hali
Çok yemek yeme veya yemek yiyememe
Şişmanlık, zayıflık
Özgüven eksikliği
Yaşamı alamama, nedenini bilmediğin üzüntü, ölme isteği
Hiçbir şey yapmama isteği veya sürekli bir şeyler yapmak zorunda olma durumu
Takıntılar, kuruntular
4) Kadersel Tekrar Eden Döngüler:
Kazalar
Kayıplar
İstemeden yer değiştirme (iş, ev, şehir, ülke vs.)
Sık evlilik ve sık boşanmalar
İlişkileri sürdürememek
16 yaşından büyük, aklı başında ve kendi kararlarını alabilecek her yetişkin katılabilir. Küçük çocuklarla yaşanan bir sorun için anne babanın çalışması yeterli olur.
Aile dizimi, birebir ve grup olarak uygulanabilir.
Birebir Çalışma
Danışan ve uygulayıcı arasında yüz yüze ya da online olarak gerçekleşir. Danışan, seansın başında yaşadığı sorunu anlatır; uygulayıcı ise durumu daha iyi anlayabilmek amacıyla danışana sorular sorar.
Bu süreçte aile dizimi uygulayıcısı, danışanın kendisiyle ya da onu temsil eden nesnelerle çalışarak, içsel hislerini ve aile dinamiklerini derinlemesine keşfetmeye yönelir. Uygulayıcı, danışanın aile üyelerini temsil eden nesneler kullanabilir veya danışanın kendisini bir temsilci olarak kullanarak, geçmişteki bağlantılarını açığa çıkarmasına yardımcı olur.
Grup Çalışmaları
Aile dizimi grup çalışması, temsilcilerle gerçekleştirilir. Yeterli sayıda kişinin bulunduğu uygun bir salonda, danışan ve katılımcılar arasında bir çember oluşturulur. Danışan, grupta yaşadığı sorunu paylaşır. Uygulayıcı bu süreçte sorular sorar ve çalışma başladığında danışandan grup içinden belirli kişileri seçmesini ister. Seçilen kişiler, danışanın aile sistemindeki bireyleri temsil ederler. Danışan, alanda kendisini temsil edebilir veya bunu yapmak için başka bir temsilci seçebilir..
Not: Danışan, uygulayıcıyla yalnız görüşme talebinde bulunabilir. Temsilcilerin danışan hakkında bilgi sahibi olmadan da temsilci olmaları mümkündür.
Çalışma başladıktan sonra, temsilciler yalnızca içlerinden gelen hisleri izler. Bedenlerini izleyerek gelen hareketleri ve hisleri alanda dile getirir, gösterirler. Uygulayıcı, her temsilcinin beden hareketlerini gözlemleyerek danışanın aile sistemi hakkında bilgi toplar ve danışanın göremediği ya da fark edemediği dinamikleri ona göstermeye yardımcı olur.Biz, alanda bir şeyi değiştirmek için değil, sürecin doğal akışına tanıklık etmek için varız. Her an, her durum, içindeki bilgeliğiyle yeni şeyler öğretir. Değişim, kendi zamanında ve doğal bir şekilde ortaya çıkar. Gerçek çözüm ve şifa , bu sürecin içinde durup gözlemlemek ve her şeyin doğal akışına saygı göstermektir.
Aile dizimi, Alman psikoterapist Bert Hellinger tarafından geliştirilmiş ve 1990'lı yıllardan beri uygulanan bir psikoterapi yöntemidir. Bu yöntem, kuşaklar boyunca birbirimize bağlı olduğumuz fikrine dayanarak, yaşamımızdaki görünmeyen bağları görünür kılmayı amaçlar. Aile dizimi, bireylerin yaşadıkları sorunların kökenini aile dinamiklerinde bulmalarını sağlarken, bu bağların etkisini anlamalarına yardımcı olur.
Bert Hellinger, 1925 yılında Almanya’da doğmuş ve genç yaşta dini eğitim alarak bir rahip olmuştur. Ancak zamanla psikolojiye olan ilgisi, onu farklı alanlara yönlendirmiştir. Psikoterapi eğitimini tamamladıktan sonra, grup dinamikleri ve sistemik terapi konularında derinleşmiştir. Hellinger, 1970'lerde Güney Afrika'da yerli kabilelerle geçirdiği süre boyunca aile yapılarının bireyler üzerindeki etkilerini keşfetmiş ve bu deneyimler, onun aile dizimi yönteminin temelini oluşturmuştur. Hellinger, insan ilişkilerinin sadece bireyler arasında değil, aynı zamanda kuşaklar boyu devam eden bir bağ içinde şekillendiğini fark etmiştir. Bu bağların açığa çıkarılması gerektiğine inanarak, bireylerin yaşamlarındaki sorunların kökenini aile dinamiklerinde bulabileceklerini savunmuştur.
1980’lerin başında Hellinger’in geliştirdiği aile dizimi, Avrupa'da ve sonrasında dünyanın dört bir yanında ilgi görmeye başlamıştır. Bu yöntem, bireylerin kendi aile sistemlerine dair farkındalık kazanmalarına yardımcı olurken, geçmişle barışmalarına ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine olanak tanımıştır. Günümüzde aile dizimi, birçok terapist ve danışman tarafından benimsenmiş bir yöntem haline gelmiştir.
Hellinger’in yazdığı kitaplar, bu yöntemin temel prensiplerini ve uygulamalarını detaylandırır. Aşağıda bazı önemli eserleri bulabilirsin:
Sevgiyle Yükselmek
Yardım Etmenin Düzenleri
Sevgi Düzenleri
Kabul Etmenin Özgürlüğü
Mutluluğun İki Yolu
Uzun Bir Yol
Sevginin Saklı Simetrisi
Bu kitaplar, aile dizimi yöntemini daha geniş kitlelere tanıtarak, aile diziminin felsefesini ve uygulamalarını derinlemesine ele almıştır. Aile dizimi, hem bireylerin hem de ailelerin daha derin bir anlayışa ulaşmalarını sağlayarak, yaşam kalitelerini artırmayı hedefler. Aile dizimi hakkında daha fazla bilgi edinmek istersen, bu kitaplar iyi bir başlangıç noktası olabilir.